Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Arap Devrimleri ve Türk Dış Politikası’ konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Yasin Aktay, “Devrimden yana olan insanlar ne istiyorlardı? Kendi halklarını kendilerine düşman gibi gören rejimlerden kurtulmak istediler. Kendi iradelerinin söz konusu olduğu bir rejim istediler. Arap Baharının rol modeli kesinlikle Türkiye’dir. Mısır’da Sisi şuanda niçin iktidarı bırakmak istemiyor? Çünkü bıraktığı anda 4 bin insanın katlinden sorumlu olarak birinci dereceden yargılanacağını çok iyi biliyor” dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri, Prof. Dr. Yasin Aktay’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘Arap Devrimleri ve Türk Dış Politikası’ konulu konferans ile devam etti. AKM’de gerçekleşen programa Vali Hüseyin Avni Coş, AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç, İl Emniyet Müdürü Osman Babadağı, AK Parti Adapazarı İlçe Başkanı Mustafa Ak, akademisyenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Devrimler Özelinde Türkiye
Moderatörlüğünü Dış Politika Uzmanı Öner Buçukcu’nun üstlendiği programda Prof. Dr. Yasin Aktay, Arap Devrimleri sonrası Türkiye özelinde bölgede yaşanan gelişmeleri ele aldı. Aktay ayrıca katılımcılardan gelen soruları de cevaplandırdı. Programın sonunda Aktay ve Buçukçu, hediyelerini Vali Coş ve İl Başkanı Kılıç’ın elinden aldı. AK Parti 26. Dönem Siirt Milletvekili Prof. Dr. Yasin Aktay’ın konferans konuşmasından bazı satır başlıkları şu şekilde;
Arap Baharı
“Tunus’ta Muhammed Buazizi isimli işsiz bir gencin 17 Aralık 2010 günü kendisini yakmasıyla Arap Devrimlerinin pimi çekilmiş oldu. Buazizi’nin bu girişimi sonrası domino etkisiyle 6-7 tane Arap ülkesinde başlayan gösteriler söz konusu oldu. Bazı yerlerde rejim değişikliğine gidildi. Bazı yerlerde, Suudi Arabistan, Ürdün, Fas, Cezayir ve Kuveyt buna örnek verilebilir, rejim değişikliğinden ziyade ciddi reformlar yapıldı. Bu ülkeler Mısır ve Tunus’un akıbetine uğramaktan korktular. Göstericilerin tansiyonlarını düşürecek adımlar attılar. Yasal değişiklik ve açılımlar yaptılar. Ürdün’de mesela; polis göstericilerin arasına girdi, ‘talepleriniz karşılanacak, haklısınız’ dendi.”
Suriye’de Ne İşimiz Var?
“Rus muhalefetinden şöyle bir cümle duymadık; ‘Suriye’de Rusya’nın ne işi var?’ Rusya şuanda Mısır’dan üs talep etmektedir. Aynı zamanda Cezayir’den de üs talep etmektedir. Anlaşabilirse de bu üsleri inşa edeceklerdir. Ancak bunun maliyeti çok ağır olacaktır. Petrol fiyatları sürekli düşüyor. Rusya’nın gelirlerinin çok büyük bir kısmı petrol gelirlerine dayanmaktadır. Petrol fiyatları bu kadar düşerken Rusya; Mısır ve Cezayir’den üs talep etmekte, Suriye’ye de doğrudan müdahalede bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen kimse Rusya’ya, ‘Suriye’de ne işin var?’ demiyor. Bizim Suriye’yle 970 kilometre sınırımız var. Orada cereyan eden her şey direkt bizi etkiliyor. Ama bizim ‘Suriye’de ne işimiz var?’ diyen bir muhalefetimiz var. O zaman hatırlatalım: 100 yıl öncesinde bu bölgeler Türkiye ile birlik bütünlük içerisinde olan bölgelerdi. Suriye’ye Ortadoğu’ya kayıtsız kalmamız mümkün değil. Elbette tarihte takılı kalmamalıyız. Ancak neyin ne olduğunu anlamamız şart.”
İsrail’in Türkiye’ye İhtiyacı Var
“Peki, devrimden yana olan insanlar ne istiyorlardı? Kendi halklarını kendilerine düşman gibi gören rejimlerden kurtulmak istediler. Kendi iradelerinin söz konusu olduğu bir rejim istediler. Arap Baharının rol modeli kesinlikle Türkiye’dir. Mısır’da Sisi şuanda niçin iktidarı bırakmak istemiyor? Çünkü bıraktığı anda 4 bin insanın katlinden sorumlu olarak birinci dereceden yargılanacağını çok iyi biliyor.
Onun için iktidara tutunuyor. Türkiye İsrail ile ilişkilerini eski durumuna getirmez. Arap halkları da bunu biliyorlar. Mısır İsrail konusunda bizi hedef göstererek, ‘Bakın güvendiğiniz dağa kar yağdı. Türkiye İsrail’e teslim oluyor’ diyor. İlişkileri düzeltme talebi şuan İsrail’den geliyor. Türkiye’nin İsrail konusunda tuzu kuru. İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin değil.”